Gece ve Gündüz...

     

Güneş batarken tepelerin ardından, tüm kızıllığıyla bana selam verdi.Havada bulut yoktu her şey olabildiğine sakindi.Bir sineğin vızıltısını duyabileceğim kadar sessiz ve dilsizdi.Gece güneşi bağrına aldı ve ışık olan her yer karanlığın büyülü gizemli güzelliğiyle dans etmeye başladı. 

      Ah bu uyum bu ritim bir balerin edasıyla dans eden, bu ikili birler, bütünler... Kim ayıra bilir ki geceyi gündüzden, karanlığı aydınlıktan kim alı koyabilir ki ezeli düşman ama asıklar... Biri olmazsa diğeri asla var olamaz, olsa bile diğeri olmadan bir değeri olmaz.Düşünsenize hep gece ya da hep gündüz ne korkunç bir senaryo bu. Herşey böylece kalsın lütfen, olabildine duru ve saf kalabilse keşke...
       Yıldızlarda belirdiler işte ışıl ışıl parlayan gözler gibi sanki öylece gözlerimin içine bakıyorlar. Bir yıldız kaydı ve ben bir dilek tuttum. O an yalnızım ama etrafımda bir sürü kalabalık var. Çekirge sesleri ve kurbağa adını bilmediğim bir sürü canlı bana eşlik ediyor. Birlikte bir bütünün parçasıyız.Korkmuyoruz hiç bir şeyden oturduğumuz yerden evreni yıldızları selamlıyoruz.

      Gözlerim kapanıyor zannedersem huzurdan yaslanıyorum bir ağaca bu sesler bu koku alıyor da alıyor beni. Kapanıyor gözlerim cennetin kapıları aralaniyor ve ben uslanıyorum kendimi kimseye teslim etmediğim gibi teslim ediyorum. Gece koynuna alıyor beni gözlerime uykular doluyor. Hayatımın kıyısına huzur gemileri yanaşıyor. ömrüm böylece bitsin istiyorum.

Yorumlar