Müzik evrenseldir düşüncesinden uzak olanlarınız varsa hala bu adamı bir dinleyin derim ben.Amerika’daki bir işçinin dinlerken hüzünlendiği müzikten Fransa’ da ki kadın da ağlayabiliyorsa müzik evrenseldir. Çeşitlemeler yapabiliriz istediğimiz kadar ama sizi fazla sıkmak istemiyorum. Bana sorarsanız müziğini evrenselliğin tam da ortasına yerleştirmiş bir isim, Anouar Brahem…
Kendisi 20 Ekim 1957′de Tunus’un medina bölgesindeki Halfaouine şehrinde doğmuştur.Babasının müzik konusunda büyük destekleri olmuştur kendisine. Henüz 10 yaşındayken Tunus Ulusal Müzik Konservatuarında ud ustası olan Ali Sriti den ders almaya başlamıştır.Yıllar geçtikçe kendi bestelerini yazmaya ve icra etmeye başlamış, bir yandan da farklı kültür merkezlerinde solo konserler vermeye başlamıştır. Hayatında ki en önemli dönüm noktalarından birisi ise Paris’e yaptığı yolculuktur. Farklı sanatçılar,farklı bir dünya, bambaşka fikirler,hayatlar… Dediğim gibi burada o kadar çok sanatçıyla tanışması belki de ona müziğin evrenselliği yolunda büyük adımlar attırmıştır. Geçen süre zarfında şöyle bir dönüp de geçmişe baktığımızda Anouar Brahem ‘ in bir çok film ve oyun (tiyatro) müziğin de imzası olduğunu görebiliriz…
Beraber çalışmalar da bulunduğu isimlere göz atarsak ; İlk albümünde perküsyonist Lassad Hosni eşlik etmiştir. Maurice Béjart,Gabriel Yared,Jan Garbarek,Shaukat Hüseyin,John Surman ve Dave Holland üstadın uduna eşlik eden önemli isimlerden bir kaçıdır…
Kartaca Film Festivalin de çalması için kendisine yapılan davet, Liqua 85 grubunu bir araya getirme fırsatını sunmuştur. Bu grubun üyeleri arasında Abdelwaheb Berbech, Erköse Kardeşler, François Jeanneau, Jean-Paul Celea, François Couturier ve daha birçok müzisyen yer almıştır. Projenin başarısı Brahem’e, Tunus’un Büyük Ulusal Müzik Ödülü’nü kazandırmıştır. 1987′de Tunus Şehri Müzik Topluluğu’nun (EMVT) müdürlüğüne atanmış ve yerel müziğin yayılması için büyük adımlar atmıştır…
Albümlerini tek tek tanıtma işine girişmeyeceğim hiç, benden beklemek yerine siz araştırıp dinleyebilirsiniz. Ama özellikle bir albümünden, daha doğrusu bu albümün bende oluşturduğu hissiyat nedir, size bunu bir kaç cümleyle ifade etmek isterim. Albümün adı ”Le Voyage De Sahar ” . İçinde bol bol modernize edilmiş yerel arap müziğinin doyuruculuğunu hissedeceksiniz. Belki de sakin bir dinleme anında sizi alıp bambaşka yerlere götürecektir. Olur da kalabalık bir ortam da dinlerseniz dikkatli olun , yalnızlaşabilirsiniz…
Konuyu dağıtmadan toparlayayım, bu albüm bana ne diyor ; ” Yalnızım duyuyor musun çığlıklarımı, belki de geçmişimde ki pişmanlıklarımı. Anlatamıyorum kimseye neler yaşadım ben, neler gördüm, yüreğimi nelerle büyüttüm, acıydı evet çektiğim ama aldanma sen feryadıma, acıdıkça büyüyen umutlarım var benim. Görmesini bilene,anlamak isteyene… Çünkü hayat hala güzel, hala sevilesi bir halde… ”
görüşmek dileğiyle…
Yorumlar
Yorum Gönder