İyiler ve kötüler vardır. Ve çoğu zaman kötüler kazanır bu dünyada. Hiç düşündük mü neden hep kötüler kazanıyor diye. Aslında, iyiler neden hep cesaretsiz kalıyor diye düşünmemiz lazım. Sen iyi biriysen pek sevilmezsin bulunduğun toplulukta. Artık iyiliği saflıktan başka bir şey zannetmiyorlar. Gerçekten de iyilik yapmak saf olmak mıdır? Ya da uyanık olanlar hep kötü müdür? Aslında saflık ve uyanıklık iki anahtar kelimedir. İkisi de iyiliği temsil eder. Peki, neden uyanıklık kötü bir şeymiş gibi anımsanıyor? Aslında iyi olmanın yanında yaptığımız kötü bir huyumuz var bizim. Ne diye sorduğunuzu duyar gibiyim. İyilerin kötüleri yanında barındırması sizce mantıklı bir durum mu? Evet, size de mantıksız geliyor değil mi? Yoksa gelmiyor mu? Bana göre baya mantıksız geliyor. Böyle yaparak kaybettiğimiz bir anahtar var aslında. Bizden çaldıkları uyanıklık… Bize saflık onlara uyanıklık kalıyor. Sizce de çok bencil bir davranış değil mi bu. Peki, kötüleri barındırmadığımız zaman ne olur? Kıyamet mi kopar? Yoksa ölür müyüz? Sana değer vermeyenle oturup dertleşmeyeceksin ki o senden uyanıklığı çalmasın. Gidip onun yaptıklarını yapmayacaksın ki saflığından cesaretlenip seni kandırmasın. Evet, aşkta bir iyi bir kötü vardır, tıpkı dünya da olduğu gibi. Mutlu olmak istiyorsan sana değer verenin yanında ol!
“Sana verdiğim değeri sokaktaki bir taşa verseydim daha iyi bir yoldaş olurdu.”
Yazan:Ali Soydaş
Yorumlar
Yorum Gönder