Merhabaa
Ben yine hem ilginç hem de süper akıcı bir kitapla geldim. Kördüğüm'ü almamla okumam ve bitirmem bir oldu. Hayatıma en hızlı giren kitaplardan biriydi. İki gün önce D&R'dan indirimden aldım. (Şu an hala 9.90) O gün başladım ve bugün öğlen bitti. Kitap bitince, hipnoz olmuş gibi halının desenlerine gözüm takıldı. Kitap hala kucağımda açık duruyor. Ben desenlere bakıyorum ama aklım kurguyu sindirmeye çalışıyor. Kitabın son bölümüne kadar hiçbir şey anlamadım. Sonradan bir jeton düştü... Tepkilerim; "ha ? heeeeeeeeeeeeğ! oha şu an ben iflas." Abartmıyorum resmen böyleydim. Kendime gelemedim. Beynim alev aldı. Yazar tüm kitap boyunca her şeyi çok akıcı anlatmış. Evet, gizemli şeylerin sinyali vardı ama hiç böyle sonlanacağını tahmin etmiyordum. Oysa ki çok büyük bir beklentiyle başladım. Goodreads'teki yorumları görseniz yılın kitabı...Bana göre şaşırtmalı ama ağzınıza bir parmak bal çaldırıp, kaçan tarzdan olmuş. Ya da ben bu türü artık benimsediğim için çok etkilenmedim. (Bkz; Siyah Damar'da da beynim alev almıştı.) Durun toparlayacağım.
"Herkesin hissetme, düşünme, sevme ve kendilerini ifade etme şekilleri farklı. Sanırım dünyayı döndüren şey de bu."
Kördüğüm, süper akıcıydı. Oturur, saatlerce okursunuz. Karakterlerden tutun yazarın olayları anlatma tarzına kadar her şey çok iyiydi. Yani ben çok rahat kafayla okudum. Ama son bölüme gelince ve o jeton düşünce 'bu mudur, başka bir şey yok muydu" dedim. Bu da benim beklentilerimin yüksek olmasından kaynaklı. N'olursunuz okuyacaksanız sıfır beklenti ile başlayın. O zaman sonuna kadar tadına varacaksınız. :D
"Dünyada yaralanmamış hiç kimse yoktur."
Konusundan bahsedeceğim ama süper üstün körü anlatacağım. Yoksa kitabın sonuyla ilgili ipucu verebilirim. Baş karakterimiz Naomi. 20'li yaşlarında üniversite öğrencisi bir kız ama akıl hastanesine yatırılıyor. Halisünasyonlar görüyor gerekçisi ile terapilere katılıyor. Çocukluk aşkı Lachlan sık sık ziyaret ediyor. Doktoruyla, hastaneye yatmadan önceki hayatını konuşuyor falan filan. Bu. Kitabın konusu bu. Anlatabileceklerim bunlar maalesef. :D Ay detaya girmemek için kendimi zor tutuyorum ama cidden çok riskli bir kitap. Sonuna kadar okuduktan sonra ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Benim için yılın en iyi kitabı olmasa bile halı desenlerini ilgi çektiren bir sona sahip kitap oldu. :D Jetonumu geç düşürdü. O ipuçlarını nasıl göremedim bilmiyorum ama şimdi aklıma geldi. Kitabın tek canımı sıkan yanı çok sık seks sahnesi olması. Kitap zaten ince. Dörtten fazla o sahneleri okumaya maruz kaldım. Artık kusacaktım. Çok aşk doluydu hepsi ama bir yere kadar. Aaaa. :D
Kocaman sevgiler, öpücükler ve iyi bayramlar: Jane!
Ben yine hem ilginç hem de süper akıcı bir kitapla geldim. Kördüğüm'ü almamla okumam ve bitirmem bir oldu. Hayatıma en hızlı giren kitaplardan biriydi. İki gün önce D&R'dan indirimden aldım. (Şu an hala 9.90) O gün başladım ve bugün öğlen bitti. Kitap bitince, hipnoz olmuş gibi halının desenlerine gözüm takıldı. Kitap hala kucağımda açık duruyor. Ben desenlere bakıyorum ama aklım kurguyu sindirmeye çalışıyor. Kitabın son bölümüne kadar hiçbir şey anlamadım. Sonradan bir jeton düştü... Tepkilerim; "ha ? heeeeeeeeeeeeğ! oha şu an ben iflas." Abartmıyorum resmen böyleydim. Kendime gelemedim. Beynim alev aldı. Yazar tüm kitap boyunca her şeyi çok akıcı anlatmış. Evet, gizemli şeylerin sinyali vardı ama hiç böyle sonlanacağını tahmin etmiyordum. Oysa ki çok büyük bir beklentiyle başladım. Goodreads'teki yorumları görseniz yılın kitabı...Bana göre şaşırtmalı ama ağzınıza bir parmak bal çaldırıp, kaçan tarzdan olmuş. Ya da ben bu türü artık benimsediğim için çok etkilenmedim. (Bkz; Siyah Damar'da da beynim alev almıştı.) Durun toparlayacağım.
"Herkesin hissetme, düşünme, sevme ve kendilerini ifade etme şekilleri farklı. Sanırım dünyayı döndüren şey de bu."
Kördüğüm, süper akıcıydı. Oturur, saatlerce okursunuz. Karakterlerden tutun yazarın olayları anlatma tarzına kadar her şey çok iyiydi. Yani ben çok rahat kafayla okudum. Ama son bölüme gelince ve o jeton düşünce 'bu mudur, başka bir şey yok muydu" dedim. Bu da benim beklentilerimin yüksek olmasından kaynaklı. N'olursunuz okuyacaksanız sıfır beklenti ile başlayın. O zaman sonuna kadar tadına varacaksınız. :D
"Dünyada yaralanmamış hiç kimse yoktur."
Konusundan bahsedeceğim ama süper üstün körü anlatacağım. Yoksa kitabın sonuyla ilgili ipucu verebilirim. Baş karakterimiz Naomi. 20'li yaşlarında üniversite öğrencisi bir kız ama akıl hastanesine yatırılıyor. Halisünasyonlar görüyor gerekçisi ile terapilere katılıyor. Çocukluk aşkı Lachlan sık sık ziyaret ediyor. Doktoruyla, hastaneye yatmadan önceki hayatını konuşuyor falan filan. Bu. Kitabın konusu bu. Anlatabileceklerim bunlar maalesef. :D Ay detaya girmemek için kendimi zor tutuyorum ama cidden çok riskli bir kitap. Sonuna kadar okuduktan sonra ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Benim için yılın en iyi kitabı olmasa bile halı desenlerini ilgi çektiren bir sona sahip kitap oldu. :D Jetonumu geç düşürdü. O ipuçlarını nasıl göremedim bilmiyorum ama şimdi aklıma geldi. Kitabın tek canımı sıkan yanı çok sık seks sahnesi olması. Kitap zaten ince. Dörtten fazla o sahneleri okumaya maruz kaldım. Artık kusacaktım. Çok aşk doluydu hepsi ama bir yere kadar. Aaaa. :D
Kocaman sevgiler, öpücükler ve iyi bayramlar: Jane!