Merhabaa
Ya Sookie keşke gerçek bir karakter olsa. Nedense onu okumayı çok seviyorum. Diğer kadın karakterlerden çok farklı, bence. Çok doğal, içten, sakar, belaları mıknatıs gibi kendine çeken, ufak tefek ama çekici bir yanı olan, komik düşüncelere sahip ve acayip dengesiz bir karakter. Erkekler konusunda öyle yani. Bir öyle bir böyle. Özellikle bu kitapta dört erkek arasında gidip geldi resmen. Bi dur dedim. Ama kızamıyorum da. Bill dışındaki diğer erkekler cidden etkileyici. *-*
Ehem. Neyse. Asıl konuya döneyim. Nedense bu serinin 3.kitabından sonra olaylar çok durgunlaştı. Cadı Ölüsü de lay lay lom geçmişti. Ölüler Ölüsü de öyleydi. Azıcık aksiyon, hareket vardı. Bol gizem vardı. Birden fazla olay gerçekleşti ama sonrasında hepsi toparlandı. Ki bu da diğer kitaba konu malzemesi sunmuş.
Bir önceki kitapta Sookie'nin abisi Jason ısırılmıştı ve Panter Adam olmuştu. Yani o da artık şekil-değiştiricilerden biri. Ama birileri şekil-değiştiricileri hedef haline getirmiş ve ilk fırsatta onları öldürmeye çalışıyor. Sookie her zamanki gibi kendini olayların içinde buldu. Okurken bazen bunaldım bazen heyecanlandım ve özellikle sonlara doğru zevkle ve heyecanla okudum. Ama süper gıcık olduğum şeyler vardı. Bkz;
- Eric, koskoca vampir di mi ? İlk dört kitap boyunca yere göğe sığdıramadım onu ama bu kitapta resmen süzme salaktı. Güçsüzdü. Böyle nasıl desem Eric, Eric değildi. Bir şey oluyor mesela, olay bitiyor o zaman geliyor. Sookie'yi koruması gerekirken ortalarda olmuyor. Saçma salak davrandı. Ay nasıl sinir etti beni. Yazar resmen Eric'in karizmasını çizdirmiş. Eski Eric'i istiyorum ben!
- Beni bilen bilir bu seride taa en başından Bill'e uyuzum. Öyle böyle değil. Sookie'nin ilk aşkıydı ve gitti kızı aldattı. Aldattığı yetmezmiş gibi hala yüzsüz yüzsüz kızın karşısına çıkıyor. İstenmeyen ot gibi adam. Oradan buradan fırlıyor. Bu kitapta her ortaya çıktığında kalbine kazık sokmak istedim. Bi git allasen.
- Sookie. Annem sen ne içtin ? Aklı beş karış havada. Eric'le arasına mesafe koyup, Bill'e yeşil ışık yakmalar falan... Alcide'e laf sokup, sonra yakınında durmalar. (Ki Alcide'yi çok severim.) Gözünün önündeki düşmanı görmeyip, millete 'laf sokacam şimdi ehehe' modunda olmalar. Sarsmak istedim okurken.
"...Franklin çok eski kafalı biri."
Bunu söyleyen, hayatının en mutlu günleri öldürmek, tecavüz etmek ve bir yerleri yağmalamakla geçmiş savaşçı bir Viking olunca söylediği şey gerçekten çok anlamlıydı.
Bu gıcık olduklarım dışında kitaptaki diyaloglara bayıldım. Çok komik karakterler var. Hani şey gibi. Karakter aslında ciddi bir şekilde konuşuyor ama söyledikleri size komik geliyor. Anlatabildim mi kendimi ? :D Bu serinin mizah anlayışı da böyle işte.
Sonlar doğru yeni bir karakter geldi. Quinn. Oy maşallah dedirten cinsten. Kendisi şekil değiştirici. Kaplan oluyormuş. Hayal gücünüzle buradan siz devam edin. :D Quinn yüzünden sıradaki kitabı hemen alacağım. Umarım bol aksiyon falan olur. Eric kendine gelmiştir. Sookie artık başını belaya sokmaz. Bill sonsuza kadar yok olur. Alcide musmutlu olur. Falan filan.
Her şeye rağmen seriyi hala çooook seviyorum. Böyle kucağıma alıp, sevesim geliyor. Cidden Sookie gerçek olsaydı. Süperötesi dedikodu yapılır o kızla. :D
Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane