Kitap Yorumu: Ölüm Serisi 4 - Mutlu Ölüm / Nora Roberts


Merhabalar

Bugün blog'a yorum yazma günü ilan ediyorum. Bu aralar zaten büyük bir açlıktan çıkmış gibi okuduğum kitapları yiyip, bitiriyorum. Zaten bu hafta iki kitap yorumu gireceğimi planlamıştım. Sanırım üçüncüsü de yolda olacak. Bunlardan biri de Nora Roberts'ın meşhur Ölüm Serisi'nin 4.kitabı Mutlu Ölüm. Beni biliyorsunuz. Bu seriyi zor buluyorum ve sanırım bu yüzden baya değerli gözümde. Ama 4.kitabı sevmedim. -.- Bana bir şeyler oluyor sanırım. Okuduğum kitaplarda illa bir kusur buluyorum. Bu ya çok hızlı okuduğum için ya da çok fazla kitap okuduğum için artık seçici olmaya başladım. En titizinden hem de...

Ki gerçekten Ölüm Serisi'ni çok seviyorum. Polisiye aşkımı tatmin ediyor. Ama Mutlu Ölüm bana o tadı vermedi. Böyle çok tahmin edilirdi. Daha ilk sayfalarda katili buldum ve Eve'nin nasıl bu kadar kör olduğunu algılayamadım. :D Ya da artık Roberts'ın dilini ve kurgusunu çözdüm. Kitabı okurken biraz sıkıldım ama bir şey aklıma takıldı. Bu Roarke neden bu kadar mükemmel ? Neden Eve'i bu kadar iyi tanıyor ve anlıyor ? Eve'e neden el bebek gül bebek bakıyor. Adam resmen çıtayı yükseltiyor. Kitabı okurken adeta şöyleydim: "Bundan ben de istiyorum. Adama bak ya. Ne! Gerçek kahvesi mi var ? Ben de istiyorum. Bu modelde birini istiyorum. Neden etrafta böyleleri yok ki..." diye diye kendimi yedim. Sonra Jane neden boş geziyor. Bu kitaplar yüzünden. Etrafımdakiler adeta cansız varlıklar. :D

Eheem, neyse. Konudan sapmayayım. Kitabın kurgusuna gelirsek. Aslında kurgusu zekice ve kitabın ismi cuk oturmuş. Katil, insanların beyinlerini ele geçiriyor. Ama teknoloji yoluyla. En basitinden müzik mesela. Hipnoz gibi bir şey. Sizin bilinçaltınızı ele geçiriyor. Ve bu durum yüzünden nedensiz yere intihar vakaları gerçekleşiyor. İntihar ederken hepsinin suratında huzura kavuşmuş gibi bir gülümseme var. Eve'nin elindeki tek ipucu bu işte. Olayı çözene kadar baya ölümden dönüyor. Cidden. Kitabın tek sevdiğim tarafı buydu. Eve'nin hayatta kalma mücadelesi ve kendine güveni...

Bunların dışında yeni evli oldukları için Roarke'la Eve'nin tavşanlar gibi sürekli çiftleşmesi canımı sıktı. Her o sahneye geldiğimde gözümü devirdim. 300 sayfalık kitap zaten. Az bi' uslu durun di mi ? Yok. Sürekli hoop yatak.

Neyse. En eğlendiğim sahneler de Peabody'nin olduğu bölümler. Kadın komedi. Eve'nin yardımcısı oldu artık ve cidden onunla başa çıkan da bir tek o. Aralarındaki diyalog okunmaya değer.

Bu kitap yorumu da böyle işte. Sıradaki kitap çok eğlenceli olacağa benziyor. Barrons & Mac ikilisine devam edeceğim. *-* 

Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim