Tüm sosyal hesaplarımdan paylaştığım bir durum vardı Konuk Yazar olayı. Ilk dönüşümü aldım ve sizi Rüzgar Ç'nin güzel paylaşımı ile başbaşa bırakıyorum.
⛾ ⛾ ⛾ ⛾
Bir, iki geri üç ileri hayat...
Aldığımız her nefeste olduğumuz yerde saymaya niyet etmiş bir halimiz var. Tavrımız neye ve kime? Yaşamak isterken, acı yanlarımıza mı? Yoksa, hikayesi bitmiş hayatlarımıza mı?
Farklı pencerelerden bakmaya çalışmayın. Hayat bana çıplak, size müstehcen mi? Sanmıyorum... Eğer olmadıysa tekrar sayıp sorabilirim. Bir, iki, üç... Hayat bana çıplak, size müstehcen mi? Sonuç aynı değil mi? Bende öyle düşünmüştüm.
Teselliler yalan. Tecrübeler sabit başlık. Alıyorlar bizden umutlarımızı. Alsınlar! Tecrübe dediğim şeyin anlamını öğreniyoruz. İade mi? İrade mi? Seçimi yapma seçeneği veriyor. Tecrübe iade olur ise her şeye canınız yanar. Kahrolur, mahvolursunuz. İrade olursa seçenek, alışıyorsun bütün kötü sonuçlara.
Zaman bu süreçte geçtikçe tabi his'siz oluyorsun. Saçma sapan tepkiler vermiyorsun, olaylar karşısında. "Normal" diyerek içinden geçiyorsun. Valla bak! Ben yaşadım biliyorum. Daha doğrusu benim gibi yaşayan herkes biliyor.
Bizim gibi olmayan insanlar bundan dolayı sevmezler bizi. Aslında "Biz çok normal insanlar değiliz." , "Sizin de çok normal olduğunuz söylenemez." . Sadece kederli akşamlar da rakı'ya, sigara'ya, Neşet Ertaş'a müptela olurken bizler, sizin ne yaptığınız belli değil.
Bu hayatta tecrübe tek bir şeyde işe yaramıyor. Sevda! Söz konusu sevda olunca sabit kalıyorsun zamanda. Karanlık bir boşluk içerisinde, yer çekimsiz hayat yaşamaya başlıyorsun. Ne kadar çıkmak istersen, o kadar dibe gidiyorsun.
Diyorum işte;
Bir, iki geri üç ileri Hayat...
Rüzgar Ç.
⛾ ⛾ ⛾ ⛾
Sevgiler, saygılar sunuyorum