Mavi Geceye Karıştı



      Bıraksak ay doğacaktı geceye. Bıraksak aydınlık olacaktı her yer. Alabildiğine karanlık gökyüzünü bir mavilik alacaktı. Bıraksak yine yaz gelecekti. Ama yapmadık. Tutamadık Eylül'ü. Bir Eylül kalmıştı elimizde sahip çıkamadık...

      Sahile uzanıyordu parmaklarım. Parmaklarım üzgün ve iç karartıcıydı. Denizi karıştırdı, maviye bulandı. Dokundu sonsuz maviliklere. Sonra bir göz değdi derin maviye. Hava soğudu, güneş yüzünü göstermez, bir daha bizim sokağa uğramaz oldu...


     Gece her zaman ki ihtişamı ile duruyordu karşısında mavinin. Yahu göğün, yeri sevdiği nerde görülmüş. Olacak iş mi şimdi? Mavinin geceye aşık olması mümkün mü? Ya da ne bileyim kavuşmaları olur mu hiç?

     Karıştı. Gece ile mavi birbirine karıştı. Görmedi gözleri saatti, ayı, haftayı. Epey oldu aslında ama iki sonsuzluğu ayırmaya güneşten başka cesaret edecek kim var ki. Yoktu elbette ki. Kavuşmak için mavinin son bulduğu, gecenin başladığı o ince çizgiyi bekler oldular her gece. Gecenin kaybolup mavinin başladığı o kısa zaman vardı birde.

      Onlar imkansız olmayı sevdiler. Her gece defalarca kavuştular birbirlerine. Kimse engel olamadı bu imkansız sevgiye. Şimdi ise ben  mavinin teslim olduğu ve tekrar doguverdiği o zaman dilimini bekler dururum. Kavuşmalarını izlemek için. Belki birgün hiç ayrılmayacakları bir zaman dilimi bulurlar kendilerine. Sevgiler, saygılar sunuyorum...

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim