Saat 04:45 Ve Bir Kadın

bir deli mavi, kendini asma, intihar, aşk, acı


        Dün gece saat 04:45 ve bir kadın astı kendini. Önce umutlarını, sonra hayallerini ve en son da kedini astı. Bir kişi gitmedi yardımına. Vicdanını susturabilene eyvallah. Peki ya görmezden gelmesine rağmen, uyuyamayanlar?

        O gece saat 01 sularında kitabını okuyordu kadın. Ve yine aynı his. Nefes alamıyordu. Belli belirsiz ağlama nöbetleri, göğsünün orta yerinde öylece baskı yapan bir yumruk. Önünde bir iki kitap. Tertemiz bir kül tablası ve asla yakma cesaretinde bulunmadığı 1 paket sigara...

        Hisleri giderek karmaşıklaşıyor. Parkeleri aşınmış eski bir ev, duvarda asılı malum rakamlar üzerinde durmuş eski bir de saat. Zamanın akmayışından anlıyor az bir vakti kaldığını. Ve yine aynı ağlama nöbetleri...

        Sol kolunda boydan boya bir çizik ve ufak tefek kanamalar. Giderek hissedilen bir acı. Yinede kadının sol göğsüne yapışan o acı kadar etki etmiyor.  Kadın göğsünü de kesip atmak istiyor. Zaten ara ara kesilen nefesini bir anda kesmek istiyor. Durmuyor da.

         Elleri titreyerek kalkıyor yerinden. Dökülmek üzere olan tavana boydan bir ip takıyor, kendini de o ipe asıyor.  Bir anda tüm o acı ve hüzün kadının soluk borusuna birikiyor. Kadın sol tarafında usulca yatan o acıyı hissetmiyor artık. Gülümsüyor...

        Dün gece saat 04:45 ve bir kadın kendini salonunun orta yerinde asıyor. Ve bir kadın daha ölüme gülümseyen bir yüzle gidiyor. Geriye yalnızca sol kolundan akan bir kaç damla kan ve gözlerinden akan sayısı belirsiz yaşlar kalıyor. Zaman onları da yok edecek...

Yorumlar