Kitap Önerisi: 1984 - George Orwell

Merhabalar
Hayatımda en çarpıcı, en dehşet ve aynı zamanda en etkileyici distopya kitabını okudum diyebilirim. Daha önce bahsettim mi bilmiyorum ama distopik dünyaları çok seviyorum ve bu türdeki romanları okumaya bayılıyorum. Şuana kadar en popülerden Açlık Oyunları ve Uyumsuz serilerini okudum ama tabii bunlar bir süre sonra entrikalı dünyalara dönmüşlerdi. Yine de iki seri de enfesti ve distopya türüne merakımı arttırmışlardı. George Orwell'ı ise ilk kez lise 3'teyken okumuştum. Felsefe dersi için Hayvan Çiftliği okuma listemizdeydi. O zamanlar çok bilinçli okuduğum söylenemez ama yine de çok etkilemişti. Yıllar sonra üniversite ortamında 1984'ün bir sohbeti oldu. Arkadaş, kitabı öyle etkileyici anlattı ki 'en kısa zamanda okumazsam boşa yaşıyorumdur,' dedim ve İstanbul Kitap Fuarı'nda hiç oyalanmadan aldığım kitaplardan biri de 1984 olmuştu. 
Kitabı yiyip bitirmemek için kendimi zor tuttum. Bu aralar zaten bende bir okuma isteği var ki... Anlatamam. Sanki yıllardır hiçbir şey okumamışım gibi kitap okuyorum. Terapi gibi geliyor. Ve 1984'ü elime almamla kitap açlığım daha da kabardı. 
Enfes ama aynı zamanda dehşet bir distopya dünyasına hazır olun. 

"Bilinçleninceye kadar asla baş kaldırmayacaklar, ama baş kaldırmadıkça da asla bilinçlenemezler."

Ortada bir sistem var. Parti diye adlandırılıyor ve başlarında Büyük Birader diye biri var. Aslında gerçekte var mı yok mu belli değil. Ama sizi her yerden gözetleyebiliyor. Herkesin evinde tele-ekranlar var ve hem ses hem görüntü olarak takiptesiniz. Uykunuzda bile takip ediliyorsunuz. Öyle ürkütücü bir dünya ki... Winston, 39, kendi halinde bir baş karakterdir. Ama aslında göründüğü gibi değildir. Sistemin ve onun kirli oyunlarının farkındadır. Hatta bu sistemin tam göbeğinde çalışmaktadır. Ama 'farklı' düşüncelerini kimseyle paylaşmaya cesaret edemez. En ufak bir hareketi bile ölümle sonuçlanabilir. Ve bir gün sonunda ölümün olacağını bile bile günlük tutmaya başlar. Küçükken hatırladıklarını ama şimdi olmayan şeylerden bahseder. Winston'nın bir konuşmasından alıntı yapacağım ve yazıma öyle devam edeceğim: "Geçmişin resmen silinip yok edildiğini kavrayamıyor musun? ... Artık Devrim'le, Devrim'den önceki yıllarla ilgili hemen hiçbir şey bilmiyoruz. Bütün kayıtlar ya yok edilmiş ya da çarpıtılmış, bütün kitaplar yeniden yazılmış, bütün resimler yeniden yapılmış, bütün heykeller, sokaklar ve yapılar yeniden adlandırılmış, bütün tarihler değiştirilmiş. Üstelik bu işlem her gün, her dakika uygulanmaya devam ediyor. Tarih durdu. Parti'nin her zaman haklı olduğu sonsuz bir şimdiden başka bir şey yok. Geçmişin çarpıtıldığını biliyorum, ama bu çarpıtmaları ben yaptığım halde bunu asla kanıtlayamayacağım. İş bittikten sonra geride tek bir kanıt kalmıyor. Tek kanıt kafamın içinde ve benim anılarımı paylaşacak bir kişi daha var mı, bilemiyorum." 
Bu alıntı daha hiçbir şey. Kitap korkunç gerçeklerle dolu. Düşünsenize, bildiğiniz düzen bir anda ortadan kaldırılıyor. Ve eski düzeni bilenleri de bir bir yok ediyorlar. Geriye yeni nesil kalıyor ve her şey en başından beri böyleymiş gibi onlara aktarıyorlar. Basılan kitaplar, haberler, dergiler her şey ama her şey yeniden düzeltiliyor ve eskisi hiç olmamış gibi davranıyorlar. Bunun bilincinde olan bir siz varsınız ve tek başınıza mücadele etmeye çalışıyorsunuz. Winston, kesinlikle cesaret verici şeyler yaptı. Yani, bile bile ölümün kucağına atlamaya razıydı. Kitap dehşetlerle dolu.
Abartmıyorum, kitabı okurken tüylerim diken dikendi. Bu kurgunun gerçekleştiğini düşündükçe yok olasım geldi. İnsanlardan insan haklarını komple alıyorlar. Sizi birer ruhsuz robota dönüştürüyorlar. Bir hiç için. 
Kitap hakkında söylenecek çok şey var da yok. Her yaştan herkesin okumasını öneririm. Celal Üster enfes çevirmiş. Bazen okurken kurgunun korkunçluğundan başıma ağrılar girdiyse, çevirmen çevirirken neler hissetmiştir kim bilir. Georger Orwell'ı okuyun, okutun. Yazar gibi yazar. 

Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim