Kitap Yorumu: Karanlık Sanatlar 2 - Gölgelerin Lordu
Dün gece bu yazıyı yazmamak için zor tuttum kendimi. Cassandra Clare'in yeni serisi Karanlık Sanatlar'ın ikinci kitabı Gölgelerin Lordu'nu dün gece bitirdim ve karanlığa yuvarlandım. -Övgü kısmı- Yazarı cidden ellerim kanayana kadar alkışlamak istiyorum. Neden onu bu kadar çok sevdiğimi bir kez daha kanıtladı. Clare kesinlikle favori yazarım. Ne yazarsa yazsın ön yargısız okurum. Dünyaya kesinlikle yazar olmak için gelmiş! Hayal dünyasını feci kıskandığım nadir insanlardan biri. Bir gün imza gününe katılmak, onunla delicesine sohbet etmek istiyorum. Bu yazar bir harika dostum. 😍
Kitabı didiklemeden önce bir de çevirmen ve çeviri hakkında yazmak istiyorum. Beril Tüccarbaşıoğlu Uğur'un önünde saygıyla eğiliyorum. Clare gibi kitabını betimlemelere boğan, terimlerle donatan bir yazarın eserini çevirmek cidden ustalık ister. Ki Uğur, Artemis'te okuduğum birçok kitabın da çevirmenidir. Gölgelerin Lordu cidden okunması zor bir kitaptı çünkü yazarın dili ağır ve karakterler çok fazla. Ama çeviri süper akıcıydı. Hiçbir yerde takılmadım. Harikasınız! 😍
Ah, şimdi bayılmadan kitaba geçelim. İlk kitabı okumadıysanız buradan sonrasını okumanızı tavsiye etmem. 👀 Zaten burada ne duruyorsunuz? Geceyarısı Leydisi'ni alın ve okuyun!
Kitap iki kısımdan oluşuyor. Açıkçası ilk kısmını okurken farklı bir yorum oluşmuştu aklımda. "Yani Cassandra canım ciğerimsin ama bu seriyi yazmak için durduk yere bahane aramışsın. Olmasa da olurmuş. Yeni karakterler, eski karakterlerin verdiği tadı vermiyor. Bir de çok kalabalıklar. Amaan neyse, sen yazdıysan tabii okurum," diyordum ki işler sonrasında çok değişti ve kitabın sonunda "Yaaa iyi ki yazmışsın of son kitabı nasıl bekleyeceğiiiiiim!" diye zırlıyordum. Hatta kitabın gidişatını tahmin edip, heyecanım bile kaçmıştı ama ahaha, hayır! Yazar yine ters köşeye yatırdı. Pes!😎
Aşkın kapıyı ne zaman çalacağı belli olmazdı. Ve çaldığında da, onu içeri almamak budalalıktı.

"Sen hayatta tek bir şeyi takıntı haline getirip ona ulaşamamanın ne demek olduğunu biliyor musun?"

"Bütün rüyalar uyandığınızda sona erer."

"...Oysa rüzgar eken fırtına biçer."
Seelie ve Unseelie peri olaylarını de es geçmeyeyim. Cassandra'nın dünyasında perilerin sevilmeyen kişiler olduğunu bilirsiniz. Bu kitapta baya deli ediyorlar insanı. Özellikle Unseelie Kral'ını bir kaşık suda boğmak istedim. Ve size şu kadarını söyleyeyim; son kitapta ortalık öyle bir karışacak ki kim hangi tarafta, kim düşman kim dost anlayamayabiliriz. Kitabın sonundaki olay zaten bütün her şeyi komple değiştirdi. Geri dönüşü imkansız ve intikam üstüne intikam alınacağına adım kadar eminim. Hodri meydan!

Eh, ne diyebilirim? Cassandra Clare beni hayal kırıklığına uğratmadı. Kitabı okurken yorulsam da bu kadının hayal dünyasına kapılmayı, kendimi oradaymışım gibi hissetmeyi, o dünyaya hapsolma isteğimi, karakterlerini analiz etmeyi, inanılmaz maceralarını okumayı delicesine seviyorum. Bence herkes Cassandra Clare okumalı. Sıkıcı, boğucu gerçek hayatımızdan bizi nasıl uzaklaştıracağını çok iyi biliyor. Elimde olsa cidden tüm gün onun hayal dünyasında takılmayı tercih ederdim. Okuyun, okutun canlar!
Bir sonraki maceralarda görüşmek üzere. Yakında zamanda Cassandra Clare hakkında başka bir yazı daha gelecek. 💛
Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane
Yorum Gönder "Kitap Yorumu: Karanlık Sanatlar 2 - Gölgelerin Lordu "