Kitap Yorumu: Gurur ve Önyargı - Jane AUSTEN

Merhabalar
Son bir haftadır sanki 1800'li yılların İngiltere'sindeymişim gibi hissediyorum. Her hafta yapılan çay partilerinin, eş arayışı içinde dolanan genç kızların olduğu baloların, entrikalarla dolu sosyetenin tam ortasına düşmüşüm gibi sanki. Jane Austen aldı beni böyle yıllar yıllar öncesine sürükledi. Gurur ve Önyargı bittiği zaman o dünyaya hapsolmak istedim. Son bir haftadır benden mutlusu yoktur sanırım. 😍

"Evlilikte mutluluk tümüyle şans meselesidir."

Size ilk okuduğum klasik kitabımla olan maceramı anlatmıştım değil mi? Belki yanlış bir zamanda belki yanlış bir çeviri ile Uğultulu Tepeleri okumuştum. İlk okuduğum klasikti ve beğenmemiştim. Sonrasında klasiklerden uzak durdum. Gurur ve Önyargı'yı yıllardır merak etmeme rağmen klasik korkum yüzünden hiç alıp, okuyamadım. Ama bu korkumu yenmeye başladım. Klasikleri İş Kültür Yayınları'ndan okumaya karar verdiğimden beri her şey daha güzel gidiyor. Bir de artık yaşımın getirdiği bir olgunluk da var sanırım. Gurur ve Önyargı'yı daha sindire sindire ve anlaşılır bir şekilde okudum. Eski dönemleri biraz araştırmam, tarih aşk merakım ve edebiyat öğrencisi olma yolundaki maceram sayesinde kitabı çok rahat okudum. Hatta bir daha okuyacağım ama 30'lu yaşlarıma gelince. 😃

"Etrafa kayıtsızlaşmak aşkın özü değil midir?"

Şimdi size kitaptan nasıl bahsetsem bilemedim. Çok fazla karakter var ama inanın bana dikkatli okuduktan sonra hepsi yerli yerine oturuyor. Zaten belli baş karakterler var. Kurgu genellikle onların etrafında geçiyor. Bunun yanı sıra dönemin izleriyle karşılaşacaksınız. Genç kızların balolardaki eş arayışı, annelerin kızları üzerindeki etkileri, dedikodular... Mis gibi bir tarihi aşk romanı aslında. Ki ben bu türe bayılan biriyim. O yüzden bu kitabı okumak benim için büyük bir keyifti.
Karakterlerden bahsedeyim. Beş kızı olan Bennet ailesinden konuya giriyorum. Anneleri Mrs. Bennet, şehre zengin bir gencin geleceğini duyunca hemen hazırlıklara başlıyor. Eh, beş kızına da eş adayı bulmak kolay bir iş değildir. Hele ki iki büyük kızının evlenme çağı geldiyse... Kocası Mr. Bennet'in başının etini yemeye başlıyor. "Genci ziyaret et, önden tanış ki davet edip kızlarımızla da tanıştıralım," diye. Öyle böyle derken bir balo oluyor. Evin en büyük iki kızı olan Elizabeth ve ablası Jane de katılıyor. Şehre yeni gelen zengin genç Mr. Bingley, Jane'i gözüne kestiriyor. Mr. Bingley'in yakın arkadaşı ve ondan da zengin olan Mr. Darcy de baloya katılıyor. Ama kendileri çok gururlu ve kaba biridir. Elizabeth'i, spoiler vermek gibi olmasın ama, açıkça reddediyor. Eh Lizzy bunun altında kalır mı? Adama büyük bir nefret duymaya başlıyor. Yeri geldiğinde çok güzel laflar da sokuyor.
Aradan zaman geçiyor. Yine bir araya geliyorlar ve Mr. Darcy, Lizzy'nin diğer kızlardan farklı olduğunu anlamaya başlıyor. Lizzy, sırf parası için ona yalakalalık yapmıyor ya da etrafında pervane olmuyor. Ama reddedilmesinden sonra ona yüz vermemeye kararlıdır.

Kurgunun genel hatları böyle aslında. Yan karakterlerin dedikoduları, birbirlerinin arkasından entrikalar çevirmeleri, yemek toplantıları, kızların akrabalarında kalıp misafir ziyaretleri derken olaylar öyle güzel gelişiyor ki... Jane Austen çok akıcı bir şekilde yazmış, Hamdi Koç da enfes çevirmiş. Betimlemelerden tutun diyaloglara kadar her şey anlaşılır ve sıkmayan bir anlatıma sahip. Çok sinir olup, kitabın içine dalıp bazı karakterleri boğazlamak isteyeceksiniz. Mr. Darcy'i bazen sarsmak bazen de sarıp sarmalamak isteyeceksiniz. Elizabeth'i kendinize daha yakın görebilirsiniz. Açıkçası ben kendimi resmen Lizzy'de gördüm. Umarım sonum da onunki gibi olur. 😄
Mr. Darcy'i de sevdim. Başlarda cidden soğuk, umursamaz ve gururlu gibiydi. Öyle gizemli öyle içine kapanık ve belirsizdi ki... Tam sevdiğim erkek tipi aslında. Onda gizli cevher olduğunu ve önünde sonunda bunu doğru zamanda doğru kişiye göstereceğini biliyordum. O yüzden bence en sağlam karakterlerden biriydi.

"Bazı insanların sahip olduğu yetenek bende yok," dedi Darcy, "daha önce görmediğim insanlarla rahat konuşma yeteneği. Başkaları gibi konuşmalarının tonunu yakalayamıyorum, söz ettikleri şeylere ilgi duyuyormuş gibi görünemiyorum."

Anneleri Mrs. Bennet ne kadar uyuz biriyse babaları Mr. Bennet o kadar sempatik bir adam. Babalarının olduğu her sahneyi sırıtarak okuyordum. Diğer kız kardeşler: Mary, Lydia ve Kitty. Lydia'ya da baya sinir olabilirsiniz. Sinir olacağınız çok karakter var aslında. Uzaktan kuzenleri olan Mr. Collins, Mr. Darcy'nin teyzesi mi halası mı çözemediğim kadın Lady Catherine de Bourgh, Mr. Darcy'in düşmanı gibi olan Mr. Wickham... Daha aklıma gelmeyen bile olabilir.
Bu kadar fazla karakter gözünüzü korkutmasın. Okudukça hepsi akılda kalıyor.
Kitap hiç bitmesin istedim. Devamı olsa balıklama atlardım herhalde. Nefis yazılmış, çevrilmiş. Kitabını okumadan filmini izlemem demiştim. Eh, artık rahatlıkla filmi de izleyebilirim. 😊
Okuyun, okutun. Özellikle de benim gibi tarihi aşk seviyorsanız tam size layık bir kitap olacaktır.

Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

Not: Beni kitap kurdu yapan, yıllardır dostum olan ve bendeki yeri hiç değişmeyen Aylin'ime "Gurur ve Önyargı'yı kesinlikle sen okumalısın," deyip, kitabı almama vesile olduğu için ömrümün sonuna kadar teşekkür edebilirim. 💚

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim