"Belki sevmediğinden oluyordur" dedi deli kadın. Anlamsızca bekleyişlerin, umutsuz hareketlerin hatta mana yüklenmiş gibi duran bu felaket sonların hepsine bir sevmeyiş yüklüyor ve adamı hep suçluyordu...
Adamın söyleyecekleri kadın için önemsizdi belki ama açıklaması gerekiyordu kendini yalnızlığa. Eskiden ellerini sımsıkı tuttuğu, öperken kokladığı o kadın aynı kadın değildi. Bir şeyler ters gitmiş ve kadın değişmişti. Şimdilerde yüzündeki makyajdan tenine ulaşması zorlaşmış, kalbine yaptığı setten atlaması imkansız hale gelmişti...
Bağırıyordu, haykırıyordu ama ne çare! Kadın kulaklarını öylesine bir umutsuzluğa dikmişti ki, artık kimseyi duymuyor. Hatta kendi sesine, yüreğine dahi dikkat etmiyor, herkesi duymayı reddediyordu...
Uyuma...