Çocukluğumda ateşli bir hastalık geçirdiğimde genelde pencerenin önündeki divanda yatar, gözüm açık da olsa kapalı da olsa halüsinasyonlar görürdüm. Bir tanesini hiç unutmuyorum çünkü her seferinde olurdu. Yan yatarken yanağımın altına koyduğum elim gitgide büyümeye başlıyor ve başım avuçtaki bir ceviz kadar küçülüyor. Ve ben sanki bu el beni sıkacak, boğacak korkusuyla uyanıyorum..
Çok değil birkaç yıl önce sait faik abasıyanık’ın öykülerinden birinde tek bir satır, minicik bir ayrıntı yakaladım. Öyküdeki karakterin de eli aynı benim gibi büyüyordu. Bu güne kadar hiç kimselere söylemediğim bu rüyanın başkasında da olduğunu duyunca hem şaşırdım hem sevindim. Demek ki yalnız değildim ve hayret ateş insana benzer halüsinasyonlar mı gösteriyordu?
İki gündür feci hastayım. Bademciklerim tamamen iltihaplandı ve yataktan çıkamıyorum. Ateş, üşüme, terleme, yutkunamama vs. Hasta olduğumda babamın bize olan alakası aklıma geliyor sürekli. Hemen koşar portakal alırdı, güzelce sıkar, şekerle tatlandırır, biraz sıcak suyla soğunu kırardı. Babamın portakal suyu kadar tatlı portakal suyu hiç içmedim. Sonra her zaman evimize giremeyen muzu illa ki alırdı hastalandığımızda (eskiden çok bol da değildi zaten). Eğer midem bozulmuşsa mutlaka gazoz ve sarı leblebi. Bazen sarı leblebileri sarımsak havanında döver, şekerli toz yapardı. Tabi sık sık başımı ellerimi kolanyalarla ovar, masaj yapardı. Tabi annem de boş durmazdı, aspirin eritilmiş sirkeyle vücudumuzu ovmalar, çorbalar, sevdiğimiz yemekler pişirmeler...
Bugün hasta olduğum için normalden biraz daha fazla duygusalım. Gözlerimi kapayınca kocaman ellerimden beni koruyan babamın, alnımın üzerindeki ellerini arıyor gözlerim. Gecenin bir yarısı canım portakal suyu çekti ve babamın en sevdiği meyvelerden biri olan kavunu. Ben divanda yatarken yanıbaşında dikiş makinesinde tıkır tıkır çalışan annemin makinasının sesini. Yattığım yerden perdenin desenlerine bakıp dalışlarımı... Çocukluğumu sanırım her daim özleyeceğim.
Şimdi çok şey değişti tabi ama güzel şeyler de yok değil. Ara sıra odama gelip bana sarılan, iyi ol annecim diyen minik kollar var. Dün kızım çorbamı, oğlum pilavı yapmış. Bazı gelişlerinde hala iyileşmedin mi diye hayal kırıklığı yaşasalar da, biliyorum yakında iyi olacağım. Bu ilgiye hiç bir hastalık karşı duramaz....
Merak ediyorum sizin de devleşen elleriniz var mıydı?
Çok değil birkaç yıl önce sait faik abasıyanık’ın öykülerinden birinde tek bir satır, minicik bir ayrıntı yakaladım. Öyküdeki karakterin de eli aynı benim gibi büyüyordu. Bu güne kadar hiç kimselere söylemediğim bu rüyanın başkasında da olduğunu duyunca hem şaşırdım hem sevindim. Demek ki yalnız değildim ve hayret ateş insana benzer halüsinasyonlar mı gösteriyordu?
İki gündür feci hastayım. Bademciklerim tamamen iltihaplandı ve yataktan çıkamıyorum. Ateş, üşüme, terleme, yutkunamama vs. Hasta olduğumda babamın bize olan alakası aklıma geliyor sürekli. Hemen koşar portakal alırdı, güzelce sıkar, şekerle tatlandırır, biraz sıcak suyla soğunu kırardı. Babamın portakal suyu kadar tatlı portakal suyu hiç içmedim. Sonra her zaman evimize giremeyen muzu illa ki alırdı hastalandığımızda (eskiden çok bol da değildi zaten). Eğer midem bozulmuşsa mutlaka gazoz ve sarı leblebi. Bazen sarı leblebileri sarımsak havanında döver, şekerli toz yapardı. Tabi sık sık başımı ellerimi kolanyalarla ovar, masaj yapardı. Tabi annem de boş durmazdı, aspirin eritilmiş sirkeyle vücudumuzu ovmalar, çorbalar, sevdiğimiz yemekler pişirmeler...
Bugün hasta olduğum için normalden biraz daha fazla duygusalım. Gözlerimi kapayınca kocaman ellerimden beni koruyan babamın, alnımın üzerindeki ellerini arıyor gözlerim. Gecenin bir yarısı canım portakal suyu çekti ve babamın en sevdiği meyvelerden biri olan kavunu. Ben divanda yatarken yanıbaşında dikiş makinesinde tıkır tıkır çalışan annemin makinasının sesini. Yattığım yerden perdenin desenlerine bakıp dalışlarımı... Çocukluğumu sanırım her daim özleyeceğim.
Şimdi çok şey değişti tabi ama güzel şeyler de yok değil. Ara sıra odama gelip bana sarılan, iyi ol annecim diyen minik kollar var. Dün kızım çorbamı, oğlum pilavı yapmış. Bazı gelişlerinde hala iyileşmedin mi diye hayal kırıklığı yaşasalar da, biliyorum yakında iyi olacağım. Bu ilgiye hiç bir hastalık karşı duramaz....
Merak ediyorum sizin de devleşen elleriniz var mıydı?