6 yildan fazla zamandir Hollanda'da, 3 yila yakin Slovakya'da yasamizin ardindan (2010 yilindan beri) neredeyse artik eski gocmenler kategorisine yukseldim. Bu surecte, yurtdisina tasinmak, orada hayat nasil, gidelim mi gitmeyelim mi, orasi mi iyi burasi mi konulu yazilar hic yazmadim, yazmaktan da kacindim. Dun yine benzer bir yazi okuyunca biraz bu konuda kelam etmeye karar verdim.
Oncelikle o ulkede su boyle, ulkemizde bu boyle yazmanin tamamen kisisel deneyimlere gore degistigine siddetle inaniyorum. Bir ornek uzerinden konusacak olursam, ozellikle avrupada saglik sisteminin turkiyeden geride oldugu ve cok cileler cekildiginden fazlaca sikayet edilir. Bu kiyaslama da oldukca dar bir kiyastir. Turkiyenin her yerindeki saglik kosullari ayni degildir, avrupadaki her hastane benzer degildir, ustelik her bir hastanin tecrubesi farklidir, diger yandan ne yazik ki olumsuz soylemler olumlulardan kat kat daha fazla sosyal medyayi isgal eder ve insanlarin algisi uzerinde yarattigi etki daha fazladir. Mesela bir buzdolabi alacaksiniz diyelim, o markayi kullanan ve memnun kalan milyonlarca kisi vardir ama internette olumsuz yorum yazan on kisinin yorumunu okuyunca onu almaktan vazgecersiniz. Cunku olumlu yorumlari gormezsiniz. Bunun gibi avrupanin saglik sektoru de olumsuz hikayelerden nasibini aliyor. Yine de tamamen haksizlik yapiliyor demiyorum, sadece her yerde olabilecegi ve her insanin basina gelebilecegi gibi avrupada da iyi tecrubesi olan da var kotu tecrubesi olan da. Sahsen ben yurt disinda yasadigim yillar boyunca, hem slovakyada hem hollandada, iki dogum da dahil kendimde ve cocuklarimda tecrube ettigim hic bir saglik probleminde sorun yasamadim. Doktorlardan da hizmetten de memnun kaldim cok sukur, insallah da yasamam. Surekli soylendigi gibi paracetamol verip antibiyotik verilmeyen hastaliklar konusunda da sorunum olmadi, gerekli buldugunda doktorlarimiz antibiyotik de verdi. Ancak abartili ilac takviyesinden kacinildi ki bu benim de tercih ettigim seydi. Hastaneyle baska bir tecrubem de isitme kaybim konusunda oldu Hollanda'da. Turkiye'de arastirmalara ragmen sebebi ve tedavisi konusunda bir katki saglayamadigim isitme kaybinin nedeni, ben talep etmeden onlarin beni yonlendirmesiyle bir arastirma hastanesine sevk edilerek, tamamen ucretsiz her turlu testten gecirilerek en sonunda dna testlerinin de yapilmasi ile, genetik oldugu bulundu. Annem babam tasiyici imis ama onlarda bu kusur gorulmezken, bende bu bozuk genler baskin cikmis ve yuzde elli isitme kayipli dogmusum. Gecen yila kadar nedenini bilmiyor ve yillardir merak ediyordum.
Ulke degistirildiginde her insanda bir sure adaptasyon doneminin yarattigi bir 'blues' (uzuntu ve depresyon) donemi olduguna katiliyorum. Bunun suresi kisiden kisiye degistigi gibi, tahammul derecesi de farklidir muhakkak. Hepimizin gecmisi, tecrubeleri, beklentileri, icine girdigi ortamlari, ruh halleri farkli ve yeni surec hepsini iceren karmakarisik bir metabolizma gibi. Kimisi icinde yasadigi toplumu kaba/ soguk/ irkci/ kati/ kuralci bulur; kimi sevecen/ sicak/ yardimsever/ ... Bazen de sansina tek turde insanlar cikar ve insan o sekilde kaniksar. Bu yonde benim tecruben yine olumluydu, cunku ben asiri sosyal bir insan degilim. Insanlarla aramda saygili bir mesafe olmasindan memnunum ama tamamen ters davranislarla da hic karsilasmadim. Hic unutmam eve ilk tasindigimizda iki farkli komsumuz cocuklara oyuncaklar getirmislerdi. Evlerine gidis gelis yaptigim yabanci komsularim yok ama (sonradan edindigim arkadaslarim var tabi) hollandalilar da kendi aralarinda boyleler. Diger yandan tanidik tanimadik gun icinde kimle yolda raslasirsan herkes selam verir, en azindan gulumser veya 'small talk' yapar ki bu benim icin istanbulda hic olmayan birseydi. Bu acidan burada daha sicakkanli insanlarla karsilastigimi soylemeliyim.
Bir diger sikayet edilen konu ise, hizmetlerin pahaliligi sebebiyle insanin her isini kendin yapmak zorunda kalmasi. Bu konudan ben sahsen rahatsiz degilim. Belki oncesinde farkli bir yasam tarzim olsaydi, buna alismakta zorlanabilirdim. 75 yasindaki annem de, istanbulda yasadigim surece ben de eve hic yardimci almis insanlar degiliz. Diger yandan annem de babam da kendi isini kendi yapmaya megilli insanlar olduklari icin (olmayanlari elestirmiyorum elbette herkesin sartlari, tercihleri) bize de boyle ogrettiler. Evdeki ufak tefek tamir islerinden (badana, onarim, lavabo acmak, ufak alci siva isleri, azicik marangozluk), tum ev islerine kadar her seyi onceden tecrube ettigim icin burada insanlarin kendi basinin caresine bakmalari bana tuhaf gelmiyor. Bu konuda bir adapte zorlugu hic yasamadim, hatta isgucunun pahaliligi insana verilen deger acisindan hosuma gidiyor. Fakat bu pahaliligin bir diger artisi da isin iyi yapilmasi, olabilecek kusurlari kapsamasi, yeniden duzeltilmesi vs vs. Henuz cok yakin bir tecrubemi anlatayim, gectigimiz haftasonu komple mutfak degistirdik ve bunun kurulumu icin en ucuz yolu secmedik (en ucuzun biraz ustu ama en pahali degil). Fakat adam o kadar profesyonel calisti ki, oncesinde bize kesin olarak belirttigi surede isi tamamladi, ongorulmeyen hic bir problem cikmadi (olasiliklari dusunup hazirlanmisti), isin sarkmasi, yapariz ederiz muhabbetleri gibi seyler olmadi ve bizce aldigini gercekten haketti.
Bu ornekler uzar gider. Yurt disina gocmek isteyenlere soyleyebilecegim tek sey, kendi gecmis gelecek hesabini, beklentilerini, artilarini eksilerini, tamamen kisisel olarak degerlendirip tartiya koymaniz. Yargilara degil durumlara odaklanmaniz, yargilara o durumdan itibaren kendiniz varmaniz. Saniyorum en dogru degerlendirme bu sekilde olacaktir.
sevgiler
Oncelikle o ulkede su boyle, ulkemizde bu boyle yazmanin tamamen kisisel deneyimlere gore degistigine siddetle inaniyorum. Bir ornek uzerinden konusacak olursam, ozellikle avrupada saglik sisteminin turkiyeden geride oldugu ve cok cileler cekildiginden fazlaca sikayet edilir. Bu kiyaslama da oldukca dar bir kiyastir. Turkiyenin her yerindeki saglik kosullari ayni degildir, avrupadaki her hastane benzer degildir, ustelik her bir hastanin tecrubesi farklidir, diger yandan ne yazik ki olumsuz soylemler olumlulardan kat kat daha fazla sosyal medyayi isgal eder ve insanlarin algisi uzerinde yarattigi etki daha fazladir. Mesela bir buzdolabi alacaksiniz diyelim, o markayi kullanan ve memnun kalan milyonlarca kisi vardir ama internette olumsuz yorum yazan on kisinin yorumunu okuyunca onu almaktan vazgecersiniz. Cunku olumlu yorumlari gormezsiniz. Bunun gibi avrupanin saglik sektoru de olumsuz hikayelerden nasibini aliyor. Yine de tamamen haksizlik yapiliyor demiyorum, sadece her yerde olabilecegi ve her insanin basina gelebilecegi gibi avrupada da iyi tecrubesi olan da var kotu tecrubesi olan da. Sahsen ben yurt disinda yasadigim yillar boyunca, hem slovakyada hem hollandada, iki dogum da dahil kendimde ve cocuklarimda tecrube ettigim hic bir saglik probleminde sorun yasamadim. Doktorlardan da hizmetten de memnun kaldim cok sukur, insallah da yasamam. Surekli soylendigi gibi paracetamol verip antibiyotik verilmeyen hastaliklar konusunda da sorunum olmadi, gerekli buldugunda doktorlarimiz antibiyotik de verdi. Ancak abartili ilac takviyesinden kacinildi ki bu benim de tercih ettigim seydi. Hastaneyle baska bir tecrubem de isitme kaybim konusunda oldu Hollanda'da. Turkiye'de arastirmalara ragmen sebebi ve tedavisi konusunda bir katki saglayamadigim isitme kaybinin nedeni, ben talep etmeden onlarin beni yonlendirmesiyle bir arastirma hastanesine sevk edilerek, tamamen ucretsiz her turlu testten gecirilerek en sonunda dna testlerinin de yapilmasi ile, genetik oldugu bulundu. Annem babam tasiyici imis ama onlarda bu kusur gorulmezken, bende bu bozuk genler baskin cikmis ve yuzde elli isitme kayipli dogmusum. Gecen yila kadar nedenini bilmiyor ve yillardir merak ediyordum.
Ulke degistirildiginde her insanda bir sure adaptasyon doneminin yarattigi bir 'blues' (uzuntu ve depresyon) donemi olduguna katiliyorum. Bunun suresi kisiden kisiye degistigi gibi, tahammul derecesi de farklidir muhakkak. Hepimizin gecmisi, tecrubeleri, beklentileri, icine girdigi ortamlari, ruh halleri farkli ve yeni surec hepsini iceren karmakarisik bir metabolizma gibi. Kimisi icinde yasadigi toplumu kaba/ soguk/ irkci/ kati/ kuralci bulur; kimi sevecen/ sicak/ yardimsever/ ... Bazen de sansina tek turde insanlar cikar ve insan o sekilde kaniksar. Bu yonde benim tecruben yine olumluydu, cunku ben asiri sosyal bir insan degilim. Insanlarla aramda saygili bir mesafe olmasindan memnunum ama tamamen ters davranislarla da hic karsilasmadim. Hic unutmam eve ilk tasindigimizda iki farkli komsumuz cocuklara oyuncaklar getirmislerdi. Evlerine gidis gelis yaptigim yabanci komsularim yok ama (sonradan edindigim arkadaslarim var tabi) hollandalilar da kendi aralarinda boyleler. Diger yandan tanidik tanimadik gun icinde kimle yolda raslasirsan herkes selam verir, en azindan gulumser veya 'small talk' yapar ki bu benim icin istanbulda hic olmayan birseydi. Bu acidan burada daha sicakkanli insanlarla karsilastigimi soylemeliyim.
Bir diger sikayet edilen konu ise, hizmetlerin pahaliligi sebebiyle insanin her isini kendin yapmak zorunda kalmasi. Bu konudan ben sahsen rahatsiz degilim. Belki oncesinde farkli bir yasam tarzim olsaydi, buna alismakta zorlanabilirdim. 75 yasindaki annem de, istanbulda yasadigim surece ben de eve hic yardimci almis insanlar degiliz. Diger yandan annem de babam da kendi isini kendi yapmaya megilli insanlar olduklari icin (olmayanlari elestirmiyorum elbette herkesin sartlari, tercihleri) bize de boyle ogrettiler. Evdeki ufak tefek tamir islerinden (badana, onarim, lavabo acmak, ufak alci siva isleri, azicik marangozluk), tum ev islerine kadar her seyi onceden tecrube ettigim icin burada insanlarin kendi basinin caresine bakmalari bana tuhaf gelmiyor. Bu konuda bir adapte zorlugu hic yasamadim, hatta isgucunun pahaliligi insana verilen deger acisindan hosuma gidiyor. Fakat bu pahaliligin bir diger artisi da isin iyi yapilmasi, olabilecek kusurlari kapsamasi, yeniden duzeltilmesi vs vs. Henuz cok yakin bir tecrubemi anlatayim, gectigimiz haftasonu komple mutfak degistirdik ve bunun kurulumu icin en ucuz yolu secmedik (en ucuzun biraz ustu ama en pahali degil). Fakat adam o kadar profesyonel calisti ki, oncesinde bize kesin olarak belirttigi surede isi tamamladi, ongorulmeyen hic bir problem cikmadi (olasiliklari dusunup hazirlanmisti), isin sarkmasi, yapariz ederiz muhabbetleri gibi seyler olmadi ve bizce aldigini gercekten haketti.
Bu ornekler uzar gider. Yurt disina gocmek isteyenlere soyleyebilecegim tek sey, kendi gecmis gelecek hesabini, beklentilerini, artilarini eksilerini, tamamen kisisel olarak degerlendirip tartiya koymaniz. Yargilara degil durumlara odaklanmaniz, yargilara o durumdan itibaren kendiniz varmaniz. Saniyorum en dogru degerlendirme bu sekilde olacaktir.
sevgiler