Rengi Değil Erimi

İstanbul’da yaşarken, özellikle her gün denizi görerek işe gidip gelirken, asla denizi görmediğim bir yerde yaşayamayacağımı düşünürdüm. Denize bakmak, onun kokusunu duymak benim için günün en önemli rehabilitesiydi. Hollanda’ya taşınınca mavinin yerini yeşil aldı. O kadar alıştım ki, maviyi görmeyişimin eksikliğini farketmiyorum bile. Yürüyüş yaparken arkadaşım P.’ye de dediğim gibi; şimdi (de) her gün yeşili görmeden yaşayamam. Denizin kokusundan nasıl vazgeçtin peki derseniz, yerine başka kokular koydum; orman, ağaç, toprak, çiçek kokusu....

Konuyla en alakalı olarak arşivimden bulabildiğim görsel. Kasselbrug/Almanya


Fakat bir süredir düşünüyorum, deniz kenarında yaşayanlar her ne kadar denize bakmayı seviyorsa, dağ eteklerinde yaşayanlar dağlara tepelere bakmayı seviyor. Sevenlerinin, uçsuz bucaksız kurak bozkırları anlattıkları enfes yazılar okudum; tabi çöl aşıklarını da defalarca duydum. İnsan içinde yaşadığı coğrafyada, illa ki sevecek bir yer buluyor  bulmasına da, aslında bunların hepsinin tek bir ortak özelliği olduğunu farketmek zor değil. Eriminin yani bir şeyin ulaşabileceği uzaklığının çok çok geniş olması. Gözlerimizin görebileceği en uzak noktaya kadar, önünde hiç bir engel olmaması. Birkaç dakika uzaklara bakmanın, insanın ne kadar çok farklı yönlerden etkilediğini, sanıyorum ki kimse tam olarak ifade edemez.

Benim için ise aynı anda binlerce düşünce ve hissin kucaklaşmasına vesiledir uzaklar. En büyük problemlerin ne kadar küçük olduğunu gösterir, en karmaşık duygularımın düğümlerini birer birer çözer. Hayat, doğa, şükür, acizlik, hayranlık, ölüm, renkler, kokular, merak, huzur, aidiyet, kulluk... Bu yüzden kalbimin sıkıştığı, kafamın karıştığı dönemlerde mutlaka erimi uzun mesafelere gidip sadece bakma isteği duyarım.

Biliyorum bazı şehirlerde bu mesafelere kavuşmak kolay değil. Karşıdaki apartmanla arasında sadece 2-3mt boşluğun olduğu evler var. Fakat hala çok uzun mesafeleri görmek için bir şans var, gökyüzü. Henüz gökyüzünü dolduracak uçan arabalar icat edilmemişken bol bol bakmalı. Mavisi, pembesi, turuncusu her rengi var. Köpük köpük, şekil şekil bulutları var. Bazen içinde dans ederek süzülen kuşları var. Kimi zaman pırıl pırıl parlayan yıldızları, ayna gibi parlak aydedesi var.


Evet gerçekten rengi değil erimi önemli olan. Deneyin göreceksiniz.





Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim